Gastronomi dediğimiz şey birbirini tamamlayan bir ekosistem
Bolu’nun Mengen ilçesinde 37’ncisi düzenlenen Uluslararası Aşçılık ve Turizm Festivali’nde konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, gastronomi liseleriyle ilgili, açıklama yaptı.
"Bu okullar, gastronomi okullarımız sadece ve sadece eline tutuşturulan malzemeyle yemek yapan ya da insanlara hizmet eden bir mekanizma olmaması gerekiyor. Burası aynı zamanda bizim kendi kültürümüzü bilen, kendi kültürümüzün içinden çıkan yemek kültürünü bilen, öğreten, gelecek kuşaklara aksettiren, servis eden ve aynı zamanda da kullandığı ürünlerin hem kullanımını hem de yetiştirilmesi konusunda hassasiyet sahibi bireyler yetiştirmek istiyoruz" dedi.
Aşçıları ile bilinen Mengen ilçesinde, 37’nci Uluslararası Aşçılık ve Turizm Festivali bugün başladı. Programa Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparslan, Bolu Valisi Erkan Kılıç, Bolu milletvekilleri İsmail Akgün ve Yüksel Coşkunyürek, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Mengen Belediye Başkanı Vural Turan ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen aşçılar ve çok sayıda davetli katıldı. Mengen Terminali’nde şefler, aşçılar ve aşçı adayları bir araya geldi. Beyaz mutfak üniformalarını giyen aşçılara mehteran takımı da eşlik etti. Mehter takımının öncülüğünde başlayan kortej yürüyüşünde önde aşçılar, arkalarında protokol ve vatandaşlar pazar yerine ulaştı. Daha sonra, festivalin stantlarının bulunduğu alanda kurdele kesilerek açılış yapıldı.
'MENGEN AKREDİTASYONU' ÖNERİSİ
Programda konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, çok iyi malzemelerin kullanıldığı, yüksek standartta ve belirli bir istikrarda yemeklerin pişirildiği restoranlara 'Mengen Akreditasyonu' verilmesi önerisinde bulundu. Bakan Tekin, "Ben bundan sonra en azından Anadolu yemekleri, Anadolu geleneğini, kültürünü akredite eden 'Michelin Yıldızı'nın yerine 'Mengen Akreditasyonu' gibi bir şey oluşturalım istiyorum hep beraber. Böyle bir şey yapalım. Bundan sonra Anadolu'nun neresine gidersek gidelim. Yerel yemekler, yerel kültür Anadolu yemekleri, anne reçeteleri sunan restoranların hepsinde Mengen Akreditasyonu arayalım arkadaşlar. Bilmiyorum ben bunun hukuki boyutu nedir, nasıl yapılır? Ama burada Valimiz var, Bolu Belediye Başkanımız, Mengen Belediye Başkanımız, milletvekillerimiz var. Bu kadar kişi Kültür Bakanlığı'na bu konuda talepte bulunursa ben inanıyorum ki en azından bir mesafe katederiz. Hem de Mengen'e de bu vesileyle de bir değer daha kazandırmış oluruz. Ayrıca da Michelin Yıldızı'nı, artık o ifadeyi de başka ortamlarda kullanmak durumunda kalırız. Şimdi başka bir referans değer üretmiş oluruz diyorum" diye konuştu.
'GASTRONOMİ DEDİĞİMİZ ŞEY BİRBİRİNİ TAMAMLAYAN BİR EKOSİSTEM'
Bakan Tekin, gastronomi okullarında bazı eksiklikleri görerek müdahale ettiklerini ifade ederek, "Bu festival bağlamında bir şeyi söyleyeyim. Yapmak istediğimiz şey; Anadolu'da bizi bir arada tutan etnisite, din, dil, kültür, siyasi görüş hiçbir ayrım gözetmeksizin bizi bir masanın etrafına toplayan, bizi beraber bir arada tutan referans değerlerimizin, bizim millet olarak değerlerimizin gelecek kuşaklara aktarılmasını istiyoruz. Bizim arzumuz ve isteğimiz bu. Bu minvalden baktığımızda bizim yemek kültürümüzden tutun, oturma kültürümüze, birbirimize saygı ve sevgi içerisinde dinleme kültürümüze kadar her şey yeni müfredatımızın içerisinde, gelecek kuşaklarımız aktarılacak birer değer. Şimdi çok fazla ortaöğretim kurumu yayılmaya başlandı. Yükseköğretim düzeyinde de hem ön lisans hem de lisans düzeyinde programlar yaygınlaşmaya başladı. Fakat biraz problem gördüğüm için, bazı hususları eksik gördüğüm için müdahale etmek gereği hissettik. Türkiye'nin tanınmış şeflerini de davet ederek bu gastronomi liselerimizin Anadolu kültürünü, Anadolu mutfağını yaşatacak bir formatla tekrar bir organize edelim, düzenleyelim dedik. Şu an Türkiye'de 7 tane bu anlamda gastronomi lisesi organize ediyoruz. Burada yabancı dilden tutun, anne reçetelerine kadar her şey programın içerisinde olacak. Bu okullar, gastronomi okullarımız sadece ve sadece eline tutuşturulan malzemeyle yemek yapan ya da insanlara hizmet eden bir mekanizma olmaması gerekiyor. Burası aynı zamanda bizim kendi kültürümüzü bilen, kendi kültürümüzün içinden çıkan yemek kültürünü bilen, öğreten, gelecek kuşaklara aksettiren, servis eden ve aynı zamanda da kullandığı ürünlerin hem kullanımını hem de yetiştirilmesi konusunda hassasiyet sahibi bireyler yetiştirmek istiyoruz. Kabaca şöyle bakıyoruz; aslında gastronomi dediğimiz şey birbirini tamamlayan bir ekosistem. Bu ekosistemin içerisinden bir parçayı çıkardığınızda herhangi bir parçayı eksik bıraktığınızda biz çok farklı noktalara varmış oluruz. O yüzden biz yeni dönemde gastronomi ile ilgili adımlarımızı da bu şekilde atacağız" ifadelerini kullandı.
Bakan Tekini konuşmasının ardından festival alanındakilere usta aşçıların yaptığı yemeklerden dağıttı. Bakan Tekin, kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen bir çocukla da olimpiyatlarda gümüş madalya alan 'Yusuf Dikeç'in pozunu verdi.