Bartın Amasra’da 43 kişinin öldüğü maden faciası davasının 4’üncü gününde maden mühendisi sanık Levent Aydın ifade verdi.
Aydın, mahkeme başkanının, ‘Patlama akşamı ne yaptınız?’ sorusuna, “Olay günü iznimi kullanıyordum. Saat 19.00 gibi iş yerini aradım, durum anlatıldı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken, ocağa indim. Sonra -350 kotuna inmeye başladım. İndiğimde 7-8 numaralı bandı görünce çok ciddi problem olduğunu öğrendim. Bir arkadaşımın kalp masajı yaptığını görünce dizlerimin bağı çözüldü. Kendimi kaybettim, sonra yukarıya çıktım, yukarıda beklemeye başladım” dedi.
‘BÖYLE DURUMLARDA ÇOĞU ZAMAN ERTESİ GÜN HABERİM OLUR’
Mahkeme heyetinin, ‘Sizce kaza neden oldu?’ sorusuna, sanık Aydın, “Kendi teorime göre, bilirkişi raporunda ortada elle tutulur somut bir delil yok. Ne olduğunu bir önce anlaşılması adına şunları söylemek isterim. Daha önceki arkadaşlarım aslında her şeyi anlatmıştı. Benim yapacağım savunma diğer arkadaşlara verdiğim değeri ve önemi anlaşılmasıdır. Bilirkişi geçmişe dönük değerler üzerinden ocakta ölçülen değerleri baz almış. Şimdi 22 ay kadar geriye gitmiş, orada patlama sonrasında ortaya çıkan metan olduğunu göstermiş. Amasra ilçesinde elektrik kesilince bizim ocakta da elektrik kesiliyor. Sonrasında bizim pervaneler duruyor. Metan birikiyor ve sonrasında elektrik gelince yeniden pervaneler çalışarak metanı temizliyor ama bilirkişi bunları görmezden gelmiş. Ana hattan gelen enerji konusunda biz ne yapabiliriz ki? Öyle bir durumla karşılaşınca emniyet nezaretçisi durumu bildirip o bölgeye giderek üstlerine bilgi verir veya çalışmaya devam ettirir. Sistem bu şekilde, böyle uygulanır. Böyle durumlarda çoğu zaman ertesi gün haberim olur. Ben zaten ocakta çalışan arkadaşlarıma her zaman tereddüt olması durumunda ‘hemen ocağı boşaltın’ demişimdir” dedi.
‘EKSİ 320 SÜREKLİ HAVALANDIRILAN BİR ALANDIR’
Bilirkişi raporunda patlamanın yaşandığı belirtilen eksi 320 kotundaki duruma ilişkin savunma yapan sanık Aydın, “Konuyla ilgili çok ciddi bir durum var. Bilirkişi diyor ki; 17.52’de bir patlatma olmuş, metan yükselmiş sonra ikinci bir patlatmada infilak etti. Burası hiç durmadan havalandırılan bir alandır. O gün şehit olan iki nezaretçi var. O gün en çok seyyar ölçüm cihazının eksi 320 olduğu gözüküyor. Barutçu arına gitti, ölçümü yaptı. Sonra kontrol için arına gitti. İkinci patlatma için gerekeni yaptı. 2 nezaretçi bir barutçu defalarca o arına gittiler, geldiler. Ben şunu merak ediyorum toplam 4 tane cihaz, 17 dakika için nasıl olur da metan gazını fark etmiyor. Ben şunu söylemek isterim, yeri gelse işçi arkadaşlarımız kendi canlarını verecek kadar güvendiklerimdi” diye konuştu.
‘EKSİ 350 KOTUNDA NE OLDUYSA OLDU’
Sanık Aydın, yangının eksi 350 kotunda başlamış olabileceğini belirterek, “Bilirkişi raporunda 2’nci kartiyede bulunan vefat eden 10 işçide grizu ve kömür patlamasına bağlı olarak darbe ve yanığa bağlı ölümler denmiş. Orada vefat eden Öner Yıldız isimli işçimizde bir çizik bile yok. Bana göre yangın eksi 350 kotunda başladı. Orada yapısal hasarın çok olduğunu öğrendim. Birçok insanın söylediği eksi 320’de herhangi bir hasar yok. Toplamda 320 tonluk vagonları sağa sola savuracak bir basıncın orada nasıl hasar vermediğine benim aklım almıyor. Bilirkişi raporunda darbeye ve şiddetli yanıkları bağlı ölümleri yine eksi 350 kotundadır. Patlamanın neden olduğuna ilişkin konunun tespit edilmesi mümkün değil, yani ayak arkası metan gazının ölçülebildiği yerler değildir. Ciddi zaman geçti. Yer altı, kendi kendine canlılığını koruyan bir yerdir, sadece bunlar eldeki gösterge kırıntılarıdır. Eksi 350 kotunda ne olduysa oldu. Bu teorinin doğru olmadığını düşünüyorum” dedi.
GÜNDEM
49 dakika önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
1 saat önceGÜNDEM
2 saat önceGÜNDEM
2 saat önceGÜNDEM
3 saat önce